HAZRETİ MERYEMİN KİŞİLİĞİ IŞIĞINDA KADININ İSLAM VE HİRİSTİYANLIKTA Kİ YERİ
Hazreti İsa Mesih (a.s)’ın doğumunun yıl dönümünün arefesinde “Hazreti Meryemin kişiliği ışığında İslam ve Hiristiyanlıkta kadın” konulu bir toplantı, müslüman ve hiristiyan toplum temsilcileri ile iki dinin uzmanlarının katılımıyla 14 aralık akşamı Hamburg İslam Merkezinde düzenlendi.
Kur’anı Kerimden ayetlerin tilavet edilmesiyle başlayan bu toplantıda daha sonra İmam Ali Camisi İmamı ve Hamburg İslam Merkezi başkanı Ayetullah Ramazani bir konuşma yaptı. Akabinde Kuzey Almanya Protestan Kilisesinin müslümanlarla ilişkilerden sorumlu Papazı Aksel Matyba ile Almanya Katolik kilisesinin Kuzey Almanya diyalog sorumlusu ve aynı zamanda İslam ve Hiristiyanlık tartihi araştırmalar kurumu başkanı Keşiş Richard Nenstiel birer konuşma yaptılar.
Ayetullah Ramazani konuşmasında bütün Peygamberlerin ortak hedefinin insanlığı doğru yola yönlendirmek, hakka hidayetini sağlamak olduğunu vurgulayıp sözlerini şöyle sürdürdü. Bu günler bir yandan Hazreti İsa (a.s)’ın doğum gününe tekabul ederken öte yandan İslam peygmaberi Hazreti Muhammedin de irtihline denk gelmektedir. Bu her iki büyük ilahi Peygamber de aynı hedef istikametinde hareket etmişlerdir. Maksatları tekamul yolunda insanların elinden tutmak ve onları kemale ulaştırmak olmuştur. Müslümanlar açısından Kur’anın ana mevzusu insandır ve insanı doğru bir şekilde tanımlamak yaratılış maksadını beyan etmektir. Kur’an yol ve maksadın anlaşılmasına katkı sağlayan her şeyi açıklamakta ve öğretilerinde yer vermektedir.
Kur’an, insanın öz ve cevherinin Allah’ı arayan ve onun ekseninde şekillenen bir cevher olduğunu, insanın zaten şerir ve günahkar olmadığının altını çizmektedir. İnsanın zaten şer ve kötü olduğu ve günahkar olarak bu dünyaya ayak bastığına dair yaklaşım Kur’an açısından makbul değildir. Kur’an insanı Allah’ın en iyi mahluku olarak tanımlamaktadır. İnsanın yaratılışı tamamlandıktan sonra Allah kendisini ey iyi yaratıcı olarak tanımlamakta ve tabiri caiz se kendine alkış tutmakta. Bundan da insanın en güzel ve mükemmel mahluk olduğu anlaşılmaktadır.
Kur’an insan olmaları hakikatı açısından kadın ve erkeği eşit ve yeksan görmektedir. İnsaniyetin dişilik veya erkeklikle bir irtibatı bulunamamaktadır. İkisi de bir hedef için yaratılmıştır. Her kes için tekamul ortamı mevcut bulunmaktadır. Hava önce aldandı ve onun tahrikiyle insanlığın babası Adem de aldandı şeklindeki yaklaşım Kur’an açısından makbul değil ve reddedilmektedir. Kur’an aldatmadan şeytanı sorumlu bilmektedir. Yani kadın insanı aldatma ve baştan çıkarmanın amili değildir.“Şeytan onları ordan kaydırıp, bulundukları yerden çıkardı.”